Hazırlayan: Dr.Yavuz UYSAL
Bruselloz nedir?
Bruselloz, akut veya sinsi seyreden ateşin yanında, gece terlemeleri, eklem ağrıları, baş ağrıları, halsizlik, iştahsızlık, adale ağrıları, kilo kaybı, eklem yangıları (artirit, spondilit) ve menenjit, veya fokal organ tutulumlarının (endokardit, testis/epididimis yangısı, karaciğer ve dalakta büyüme) biri veya bir kaçı ile karakterize bir hastalıktır. Brusella cinsi bakterilerin neden olduğu bu hastalık insanlarda genellikle şiddetli ve akut seyreder. Dalgalı ateşle karakterizedir. Sığır,koyun,keçi, domuz ve deve gibi hayvanlardan insanlara geçer ve çok yaygındır. Tekrarlayan enfeksiyonlara oldukça sık rastlanır. Hastalığın seyrine göre subklinik olarak ta seyredebilen enfeksiyon, bazen kronik halde de görülür. Bruselloz, yaşa bağlı olmadan her yaştaki insanlarda her şekilde görülebilir.
Brusella hastalığını hangi etkenler yapar?
İnsanlarda esas olarak üç tür (B.melitensis, B.abortus, B.suis) hastalık yapar. B.canis insanlarda da hastalık yapsa da daha önemsizdir. B.ovis ve B.neotoma türleri insanlarda hastalık yapmaz. 2001 yılından beri ABD ve İngiltere'de deniz memeli hayvanlarından izole edilen ve insanlarda da hastalık yapan B.ceti ve B.pinnipedialis,Çek Cumhuriyetinde tarla farelerinden ve tilkilerden B.microti, ve Avusturalya'da insanlarda pneumoni ve göğüs enfeksiyonlarından B.inopinata türleri yeni ortaya çıkmış brusella türleri olarak tespit edilmiştir.
Hastalığın kuluçka dönemi ne kadardır?
Çok değişkendir. 2-4 hafta arası olarak kabul edilse de organizmaya girdikten sonra 5 gün ile 5 ay arasında hastalık meydana getirebileceği bildirilmektedir.
Konakçının savunma sistemi nasıl çalışır?
Brusellalar, hücre içi parazit oldukları için konakçının kendisini etkili bir şekilde savunması esas olarak, sitotoksik T- lenfositlerinin ve aktive edilmiş makrofajların rol aldığı hücresel bağışıklık sistemine bağlıdır. Hücresel immun yanıtta özel olarak oluşturulmuş yardımcı T-lenfositleri sitokin enzimi salgılayarak bu hücrelerin bakterisidal etkilerini arttırırlar.
Hastalığın daha yaygın ve çok görüldüğü bölgeler nerelerdir?
Bruselloz, başta Akdeniz ülkelerinde olmak üzere Arabistan Körfezi ülkelerinde, Latin Amerika, Afrika ve bazı Asya ülkelerinde yaygın olarak görülür.
Brusellozun teşhisi nasıl yapılır?
Klinik bulgular çok değişken olduğu için bir çok hastalıkla benzerlik gösterir. Hastalığın erken safhalarında kan kültür sonuçları pozitif bulunabilse de sonuç almak için 3-4 haftalık bir süre gerekebilir. Ancak teşhisin en büyük desteği serolojik test sonuçlarıdır. Subklinik enfeksiyonlarda ve kalıcı serolojik titre gösteren hastalarda değerlendirmelerde karışıklıklar meydana gelebilir. Tarama testlerinin negatif olduğu şüpheli durumlarda sonuçlar diğer testlerle karşılaştırılmalıdır. Etkenler, beyin omurilik sıvısından nadiren izole edilebilir, ancak spesifik antikorlar beyin omurilik sıvısında ve serumda tespit edilebilir.Merkezi sinir sistemini etkilemeyen brusellozda beyin omurilik sıvısında antikorlar gelişmez. Nörobruselloz görülen hastaların beyin omurilik sıvısında IgG'lerin arttığı ve lenfositik plösitozis görüldüğü, BES'de düşük titrede S-LPS ve sitosolik proteinlere karşı antikorlar meydana geldiği bildirilmiştir. Bu antikorlar Rose-Bengal Testi ve Counter Immunoelectrophoresis testi ile kolaylıkla tesbit edilir.
Dezenfektanların, Brusellalara etkileri nasıldır?
Brusellalar, %1 sodyum hipoklorit, %70 etanol, iodine/alkol solüsyonları, glutaraldehid ve formaldehid gibi dezenfektanlara hassastırlar.
Brusellozda serolojik teşhis nasıl olur?
İnsan brusellozunun serolojik teşhisinde kullanılan temel Brusella antijenleri dış hücre zarının smooth(S) lipopolisakkaritleri(LPS) ve sitosolik (hücreiçi) proteinlerdir. LPS, immunodominant antijen olmakla beraber, aynı zamanda diğer Gram negatif bakterilerle çapraz reaksiyon gösteren epitopları taşıyan moleküldür. Tüp aglütinasyon testi S-LPS'ye karşı oluşmuş antikorları saptar. İnsanlarda bruselloza karşı immun yanıt önce IgM, bir süre sonra IgG antikorlarının salgılanması ile oluşur. Tüp aglütinasyon testi ile Elisa-IgM sonuçları arasında çok yakın bir benzerlik vardır. Bazı çalışmalarda tedaviden sonra IgM'lerin IgG'lerden daha çabuk düştüğü, akut brusellozda tedaviden 1 sene sonra bile hastaların %25-50 sinde IgM'lerin tesbit edildiği, bu hastaların klinik iyileşmeden 1 sene sonra %85'inin yüksek IgG taşıdığı, tekrarlayan enfeksiyonlarda IgG antikorlarının artıp, IgM'lerde bu artmanın görülmediği bildirilmiştir. Bazı çalışmalarda ise başarılı bir şekilde tedavi edilen hastalarda hem IgM'lerin hem de IgG'lerin hızla düştüğü, ancak uzun süre düşük titrede kaldığı, Tüp Aglütinasyon Test ve 2-ME Test sonuçları ile gösterilmiştir. Teorik olarak akut brusellozda ortaya çıkan ilk antikorlar IgM'lerdir. Tedavi olmayan hastalarda bir süre sonra IgM'ler yerini IgG'lere bırakır. Hastalığın sinsi seyrettiği durumlarda, hastalığın ileri safhalarında ve tekrarlayan enfeksiyon durumlarında IgM yanıtları görülmeyebilir. Başarılı bir tedaviden sonra IgM, IgG ve IgA titreleri düşmelidir. Titrelerin düşmediği durumlarda hastalığın tekrarladığı veya kronik fokal bruselloza döndüğü ihtimali düşünülmelidir. Rose-Bengal Testi tavsiye edilen hızlı tarama testidir, ancak sonuçlar özellikle hayvanlarda hastalığın yaygın olduğu bölgelerde aglutine edici ve aglutine etmeyen antikorları tesbit eden testler ve bakteriyolojik kültür testleriyle onaylanmalıdır. Standart antijenlerle yapılan Tüp Aglütinasyon Testi de brusellozun teşhisinde çok yararlı bir testtir. Ancak, titreler kişilere göre değişiklik göstermekle beraber, klinik belirti gösteren hastalarda O.I.E tarafından 1/160'lık titre baz olarak alınmaktadır. Coombs ve Elisa-IgG testleri arasında iyi bir paralellik gösterilmiş olmakla beraber, Tüp Aglütinasyon Testi ve Rose-Bengal Testi gibi aglütinasyon testlerinden daha uzun süre pozitif titre verirler. Komplement Bağlama Testi, yararlı bir test olmakla beraber küçük laboratuvarlarda kullanılamayacak kadar külfetlidir. Komplement Bağlama Testi(KBT) ve Standart Tüp Aglütinasyon Testi (SAT) ile yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılan sonuçlar; Olayların %91,7'sinde KBT, SAT ile beraber pozitif sonuç vermiştir. KBT, hastalığın 4. ve 5. ayında SAT'den daha yüksek titre göstermiştir. Genellikle hastalığın ilk gün veya haftalarında hastaların % 4,6'sında KBT negatif, ancak SAT belirgin bir pozitif titre vermiştir. İyileşmeye başlayan veya kronikleşen hastaların ise yaklaşık %3,7'sinde SAT negatif, KBT ise pozitif sonuç vermiştir. Sonuç olarak, brusellozun doğru şekilde teşhisinde tavsiye edilen testler Rose-Bengal Testi, Tüp Aglütinasyon Testi, 2-ME veya DTT Tüp Aglütinasyon Testi, Coombs Antiglobulin Testi, Komplement Bağlama Testi ve Elisa Testidir. Tüp Aglütinasyon Testi ve Coombs Testi gibi testlerin sonuçlarının beraber değerlendirilmesi hastalığın safhasını belirlemede kullanılabilir. Brusellozda Deri Hassasiyet Testleri deri içine Brusella-spesifik antijenleri verilerek uygulanır. Ancak bu test, mevcut enfeksiyonu değil, geçmiş enfeksiyonları gösterir ve uygun olmayan preparatlar kan serumunda serolojik titre meydana getirebilir.
|